Yeni Sergi: “Polat Piyalepaşa’nın Sanat Takvimi”
Türkiye’nin önde gelen sanat platformlarına ev sahipliği yapan ve çağdaş çalışmaları sanat izleyicisiyle buluşturan Polat Piyalepaşa Çarşı, Mayıs ayına farklı sergilerle merhaba diyor. Merkür Zeynep Çilek Çimen ve Mustafa Aykurt, DG Arka Project Bubi, Serdar Acar ve Martch Arka Project 8 farklı sanatçıyla sanatın ritmini değiştirecek.
MERKUR’DA 2 YENİ SERGİ
Zeynep Çilek Çimen’in “BAHAR” adlı 8. bireysel standı ve Mustafa Aykurt’un İstanbul’daki ilk standı “Gücü Taklit” 06 Mayıs 2023 Cumartesi günü MERKUR’da açılıyor.
Zeynep Çilek Çim, Aldığı klasik sanatlar eğitimi ve nakkaş uygulamalarını kullanarak batı sanat tarihindeki çiçek betimlemelerini yeniden sorgular. Opart dokunuşlarıyla iç içe geçmiş çiçek motifleri, her izleyiciyi zihninin arka planına sıkışmış mana boyutlarıyla karşı karşıya getiriyor. Renklerini bahar çiçeklerinden alan sergilemeler, minyatür sanatındaki boşluk olgusunu hatırlatır. Döneminin çağdaşı olarak anılan Kara Memi’nin sanat pratiğine odaklanan sanatçı, stilize ettiği yay parçalarının natüralist üslubunu kendi yaklaşımıyla yeniden yorumluyor. Saydamlıktan opak gerçeğe doğru ilerleyen bir sistem içinde derinlik hissi yaratan stilize çiçek motifleri, tekrarlanarak kimliksizleştirilerek vücut buluyor. Zeynep Çilek Çimen kendi sanat pratiğini şu sözlerle tanımlıyor: “Eski ile eski aynı şey değil. Bazı şeyler asla eskimez. Motifler bunlardan biridir. Hayallerle, beklentilerle, umutlarla hazırlanır; dönemin estetik anlayışını, zevkini ve hatta hayata bakışını yansıtan; hazırlanış amacını aşan bir anlam ve hoşluk vardır. Öte yandan, hayatın, tıpkı Baudelaire’in dediği gibi, kalıcı olan ve olmayan şeylerin bir sürekliliği olduğunu bilirsiniz. Ve özellikle günümüzde kültürel saflıktan bahsetmek mümkün değil. Ayrıca geleneklerin devamı için toplum içinde yaşayan bazı bireylerin gelenekleri devam ettirmeye istekli olmaları gerekir. Her zaman bir değişimin ortasında, güdüler de değişir.”
Mustafa Aykurt İnsanın evrimsel gelişimindeki en değerli beceri taklitti. Oyuncaktan oyuna, giysiden aksesuara, savaş aletlerinden bayraklara, destanlardan mitolojiye ve hatta sanata kadar tüm kültüründe kendini gösteren bir olguydu. Taklit etme, yani doğayı yeniden kendi dilinde anlamaya çalışma eğilimi, hayatta kalma içgüdüsünün bir yansıması gibidir. Bu yeteneği geliştikçe merak, keşfetmeye ve ardından keşfetmeye dönüştü. Doğadaki gücü tanıyan insan, onu kullanmanın yollarını aradı; Doğa, dönüşürken sürekliliğine tanık olunca, bu döngünün kendi içinde de olduğunu keşfetti. Ayrıca elde ettiği gücü kendini korumak, kendisi olmayanları kovmak veya kendisi olmayanları ele geçirmek için kullandı. Binlerce yıldır gücün insan elinde değişen şekli ve bu değişimlerin toplum nezdinde takdir edilmesi süregelen bir sorgulamadır. Sanatçı, eserlerinde odaklandığı hayvan formları üzerinden iktidarın taklidini deneyimliyor.
sergi tarihleri:
06 Mayıs – 03 Haziran 2023
10:00 – 19:00 (Salı-Cumartesi)
DG Arka Proje’de BUBI’den “KABARTMA KAFESLER VE HEYKELLER SERGİSİ”
Türk çağdaş sanatının değerli isimlerinden BUBİ, küratörlüğünü Zeynep ÖZTÜRK’ün üstlendiği “KABARTMA KAFESLER VE HEYKELLER SERGİSİ” ile 27 Nisan – 27 Haziran tarihleri arasında DG Arka Project’te sanatseverlerle buluşuyor. Yurt içi ve yurt dışında birçok kişiye özel stant açan BUBİ, küratörlüğünü Zeynep ÖZTÜRK’ün yaptığı DG Arka Proje’deki standında alışılagelmiş malzemelerin dışında; Karton, kumaş ve ipin yanı sıra paçavra gibi atık eserlere de yer veriyor. Çalışmalarındaki ilkel, vahşi dokumaların yanı sıra bazen düzgün bir şekilde inşa edilmiş kafesler, sanatçının birden fazla ruh halinin göstergesi olarak görülebilir. Düşünerek ve planlayarak başlamadığımı söyleyen BUBİ, “Üretim sırasında bir anda konsantre oluyorum. İş o andan itibaren kendini alıyor. Uyanıksam genellikle işler çamurlu olur.” Alışılmış estetik kaygılardan ve evcilleştirmeden uzak, cahil kalma çabasıyla kafeslerle çevrelediği dünyada sosyal hayatında olduğu kadar üretimlerinde de öteki olan bir sanatçıdır.
DG Arka Proje’de 27 Nisan’da açılan stant, 27 Haziran 2023’e kadar ziyaret edilebilir.
yapılabilir.
Martch Arka Project’ten “olana kadar farketmez”
Küratörlüğünü Begüm Güney’in üstlendiği Martch Arka Projesi; Ateş Alpar, Berk Kır, Irmak Dönmez, Mustafa Boğa, Merve Morkoç, Meltem Sarıkaya, Sinem Dişli ve Şafak Şule Kemancı’nın katılımıyla “Önemli olana kadar fark etmez” başlıklı küme, Polat Piyalepaşa lokasyonunda standına ev sahipliği yapıyor. .
Martch Arka Projesi’nin Polat Piyalepaşa lokasyonunda “olana kadar fark etmez” başlıklı küme standı 26 Mayıs’a kadar ziyaret edilebilecek.
Alyson Cole, kırılganlıkla ilgili makalesinde, kırılganlık çalışmalarının siyasi muğlaklığını ve eksikliklerini inceliyor ve “kurban”ı, eşitlik ve adalet arayışında siyasette muhatabı olunması gereken kişi olarak tanımlıyor. Ancak fizik, genel veya süreksiz maddelere bağlı olarak, konunun kimyasal yapısındaki değişiklikler, deneylerle analiz edilebilen ve matematiksel olarak tanımlanabilen hal ve hareketler dışındaki genel özellikleriyle ilgilenen bilim dalı olarak fizik; sert olarak tanımladığı yapıyı dayanıklılığı üzerinden ‘kırılgan’ ilan etmektedir. Yaralanmaya açık olarak tanımlanabilecek ‘kırılganlık’ konusunda bu iki eşsizliği yan yana ele almak, bir yanılgıdan bahsetmek değil, referans noktalarından yola çıkarak kurmaya çalıştığım bağların geçirgenliğini birlikte düşünmektir. bu yerleşik olgunun ve hatta ortasında yaşayabilmek.
Kültürel ve bedensel durumun ortaklığı esas olarak kişisel tercihlere bağlıdır; benimle ilgili olan -normal ve farklı olarak öteki- anormal, indirgemeci sınıflandırmalardır. İnsanın dünya ile kurduğu her ilişki toplumsal dönüşümleri de beraberinde getirir. Yaşama ve var olma farklılıklarındaki demografik değişimler, bunlarla ilişkili akışkanlığı da beraberinde getirmekte ve çok kimlikli bir istatistik geliştirmektedir. Bu duruşun diyaloğa açmak istediği en savunmasız şey, kötü tarih içinde nesnelleştirilmesi nedeniyle bedenin doğasında var olan kırılganlığıdır. Çoklu kimliklerle, çeşitli beden ve enkarnasyon deneyimleriyle bir uyum önerir. Bu teklif, cinsiyet, ahlak, gelenek ve kültürel mekanizmalara göre sonlandırılamaz ve sınıflandırılamaz. Bu sınırlayıcı süreklilik aynı zamanda tıpkı insan vücudu gibi kırılgandır. Bu zor. Hakim olunamayan bedenin, gerçeklik algısının en doğrudan alanı olduğu ortaya çıktı. Bir oburu ötekileştirmeden önemseyen ve kabul eden uyum, farklılığın farkındalığından doğar. Değerli bulunana kadar, önemi kabul edilene kadar değersizdir.
Cole Alyson, “Hepimiz İncinebiliriz Ama Bazıları Diğerlerinden Daha Fazla Can Kırabilir: Kırılganlık Çalışmalarının Politik Muğlaklığı, Tereddütlü Bir Eleştiri, Cogito in Vulnerability, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, Sayı 87 (2017)
Serdar Acar
Bir yaz gecesi rüyası
Sanatçı, yapıtlarında günümüz insanının yalnızlığına ve bu yalnızlığın bize mümkün kıldığı varoluş biçimlerine odaklanıyor ve birey için alternatif varoluş alanları yaratıyor. Serdar Acar’ın William Shakespeare’in ünlü tiyatro oyunundan ödünç alarak sergisinin başlığına taşıdığı “Bir Yaz Gecesi Rüyası”, yazarın metnindeki temel temalar olan kavramlar üzerinden ilerliyor. Daha doğrusu bu dillerin manşeti haline gelen “Bir Yaz Gecesi Rüyasındasın”da Serdar Acar yalnızlıktan, eksik ve karşılıksız aşktan, şanstan, kayıptan, aşkın doğasından, hayallerin ötesindeki hayallerden ve gerçeklik-, çocukluk, hayatın mantıksızlığı ve çılgınlığı. sınırlarını dolaşıyor….
Sergi Tarihi:15 Nisan – 20 Mayıs 2023
Adres: Polat Piyalepaşa. İstiklal Mah. Piyalepaşa Bulvarı
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı