Güzelliği ve Zekasıyla Adını Tarihe Altın Harflerle Yazan Kleopatra’nın Gerçek Hikayesi
Güçlü kişiliği, zekası ve tatlılığıyla birçok kişinin hayranlığını kazanan Kleopatra, hükümdarlığı boyunca siyasi ve ekonomik reformlar yapmış ve zamanının hanımlarına örnek olmuştur. Kleopatra’nın hayatı ve liderliği hakkında anlatılan hikâyeler bugün bile ilgi ve hayranlıkla takip edilmektedir.
Aslen Makedonyalı Rum olan Kleopatra 69 yılında doğdu. Eğitimi süresince Yunan filozoflarının ilkelerine ağırlık verdi ve aynı zamanda 7 dil öğrendi.
Kardeşi ve eşi XIII. Ptolemy, Kleopatra’nın baskın karakterini beğenmedi.
Bu sırada Roma bir iç savaş içindeydi ve bu savaş Mısır’ı da etkiledi.
Kleopatra tahtını yeniden kazanmak için Jül Sezar’a odaklandı ve sonunda amacına ulaştı.
Bu sırada Sezar’dan olduğunu iddia ettiği Sezar adında bir bebek doğurdu.
Gücü tamamen kendi egemenliği altına almak isteyen Kleopatra, kardeşi ve eşi XIV. Batlamyus’u zehirledi.
42 yılında Sezar’ın ölümünden sonra Mark Antony ve Sezar’ın varisi Octavian, Roma’nın en güçlü iki lideri oldu.
41 yazında Mark Antony, Kleopatra’ya bir mektup yazarak düşmanlarına yardım ettiği gerekçesiyle onu Tarsus’ta buluşmaya davet etti.
Kleopatra Tarsus’a geldikten sonra Antonius ona aşık olur ve onunla birlikte Mısır’a gider.
Ancak Kleopatra’nın cazibesi çok güçlüydü ve Antonius 37’de Mısır’a döndü.
Sonunda Antony, Kleopatra ile evlendi ve Octavianus, Antonius bir yabancıyla evlenip kanunları çiğnediği için Mısır’ı işgal etti.
Antonius ve Kleopatra’nın birleşik deniz kuvvetleri, MÖ 31’de Octavianus’un daha küçük ama daha eğitimli donanması tarafından yenildi.
Kleopatra da Octavian’ı baştan çıkarmaya çalıştı ama işe yaramayınca hayatına son vermeye karar verdi.
Kleopatra’nın ölümünden kısa bir süre sonra Octavian, Caesarian’ı öldürdü ve Kleopatra’nın diğer çocukları Roma’ya götürülerek zafer geçit töreninde sergilendi.
Kleopatra ve Antonius başarılı olsaydı, dünya şimdi bildiğimizden çok farklı olurdu.